Dr. Randoll Enstitüsü Kurucusu Dr. Ulrich Randoll, iskelet kaslarının kendine özgü fizyolojik titreşimlerini manyetik olarak stimüle eden bir terapi tekniği olan Matrix Ritim Terapisine dair “Ben vücudumuza orkestranın doğru çalabilmesi için olması gereken ritmini hatırlatıyorum. Matrixmobil’de uyguladığım 8-12 Hz frekans ile vücudumuza Mozart çalıyorum” dedi.
Almanya’nın Münih kentinde yer alan Dr. Randoll Enstitüsü tarafından düzenlenen “24. Uluslararası Matrix Ritim Terapisi Çalıştayı” İzmir Çeşme Ilıca Otel’de başladı. 15 Ekim’e kadar devam edecek çalıştayda Hindistan, İngiltere, Almanya, Avusturya, Bahreyn, Türkiye gibi ülkelerden katılan Matrix Ritim Terapisi uygulayıcısı doktor, fizyoterapist, veterinerler vaka sunumları ve atölye çalışmaları yapıyor.
Çalıştayın birinci gününde gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Dr. Ulrich Randoll, Matrix Ritim Terapisine dair bilgi verdi. Randoll, terapinin ortaya çıkış sürecine ilişkin “Hayat bir süreçtir, hastalık da bu sürecin yavaşlaması ya da durmasıdır. Yaşama baktığımızda her şeyin bir ritim içinde oluştuğunu görüyoruz. Vücudumuzdaki bu ritimler nereden geliyor diye araştırdığımda hücrelerimizin kendine özgü titreşimlerinden geldiğini gördüm. Bunu bir orkestra ve orkestranın içindeki enstrümanlar gibi de görebiliriz. O zaman hastalıktaki aksayan süreci doğru ritimlerle düzeltebiliriz diye düşündüm. İyileşme için hücrenin aktive edilmesi yani hücre dışı matrixin doğaya uygun olarak uyarılması, hücresel ortam koşullarının değiştirilmesi gereklidir. İşte matrix konsepti böyle doğdu, 1996 yılında Matrix Terapisi kavramı ortaya atıldı ve bilimsel kabul gördü” dedi.
Doğal bir titreşim, yan etkisi yok
Hastalığı, vücutta akış halindeki sürecin bloke olması olarak tanımlayan Randoll, “Blokaj yaşandığında 8-12 Hz’lik titreşimi kaybediyoruz, ben Matrix mobil ile dışarıdan mekanik bir uygulamayla bu blokajı açıyorum. O nedenle Matrixmobil hemen her hastalık için uygulanabilir, çünkü doğal bir titreşim ve yan etkisi yok. Ben vücudumuza orkestranın doğru çalabilmesi için olması gereken ritmini hatırlatıyorum. Matrixmobil’de uyguladığım 8-12 Hz frekans ile vücudumuza Mozart çalıyorum. Oysa modern tıbbın uyguladığı diğer fizyoterapi aletleri tekno müzik çalıyor. Ancak insan vücudu tekno müzik dinlemek istemez, o sadece gürültüdür” ifadelerini kullandı.
İzmir’de Matrix Ritim Terapisi için aranılan her şey var
İzmir’de Matrix Ritim Terapisi için aranılan her şeyin mevcut olduğunu belirten Randoll, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok kaliteli doğal ürünlerle beslenmek mümkün, Çeşme’de verilen kaliteli turizm hizmeti ve kendi ürettikleri ürünleri kullandıkları organik mutfak bizim için çok önemli. Hamam gibi eski Osmanlı geleneğinde sağlık için uygulanan sistemler mevcut. O nedenle dünyadan çok sayıda doktor ve fizyoterapistle Çeşme’ye tekrar geldik. Kaplıcalar Çeşme’yi seçmemizde etkili oldu. Bizim vücudumuzun ihtiyacı olan şey kaplıca suyundan alacağımız elektrondur, o da sadece çıkıştaki taze suda var. Sağaltıcı olan ve şifa veren kaplıca suyundaki elektronlardır, içindeki mineraller değildir. Şifa bulmada asıl önemli faktör kaplıca suyunun içerdiği elektronlardır. Türkiye’deki kaplıca suyunun kalitesini yani geleneksel bilgi ve uygulamayla tıbbi buluşum Matrixmobil’i buluşturmak istiyorum.”
Türkiye’de hak ettiği yerde değil
Matrix Ritim Terapisi Türkiye temsilcisi Dr. Mustafa Erşin de, Matrix konsept bilincini daha geniş kitlelere duyurmak istediklerini vurgulayarak, “Matrix Ritim Terapisi Türkiye’de henüz hak ettiği yerde değil. Sakatlık iyileşmesi, kırık iyileşmesini hızlandıran özelliğiyle şu anda özellikle spor kulüplerinde geniş kapsamda kullanılıyor. Sağlıklı insanlarda da başta stres ve bağışıklık sistemi problemlerinin tamamında Matrix Ritim Terapisi tedavisinin sistemik bir destek olarak çok etkin bir uygulama olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.
MATRIX RİTİM TERAPİSİ NEDİR?
Alman Dr. Ulrich Randoll tarafından temellendirilmiş bir metot olan Matrix Ritim Terapisi, özel tasarlanmış Matrixmobil aletinin resonatör başlığı sayesinde başta iskelet kasları olmak üzere tüm hücrelerin kendine özgü fizyolojik titreşimlerini manyetik olarak stimüle ediyor. Hücresel ritmin normalleşmesini sağlıyor ve hücrelerin içerisinde besleyici maddelerin akışının hızlanmasına neden oluyor. Vücut hücrelerinin ritmine bağlı olan biyokimyasal ve fiziksel süreçler normalize edilip, doğal iyileşme mekanizmaları harekete geçirilerek kuvvetlendiriliyor. Temelde en önemli özelliğinin hücrenin çalışmasının verimliliğini arttırmak, fonksiyonlarındaki bozulmaları düzelterek hem hücrenin kendisini, hem de hücrenin oluşturduğu doku ve organın performansını artırmak olduğu belirtiliyor.
